Etkin pişmanlık kurumu; 765 sayılı kanun ve 5237 sayılı kanun döneminde farklı biçimde düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık kurumu eski kanun döneminde de olduğu üzere kanunun özel hükümler kısmında belirli suç tiplerine ilişkin olarak münhasıran düzenlenmişse de; 5237 sayılı kanunda suçun tamamlanmasından sonraki aşamaya ilişkin bir nitelik kazanmıştır. Bu çalışmada etkin pişmanlık kurumunun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki düzenlemeleri mukayeseli olarak incelenecek ve etkin pişmanlık kurumunun unsurları ve ilgili ceza kanunu kurumlarıyla ilişkisi ele alınacaktır.
765 sayılı kanun döneminde etkin pişmanlık kurumu; faal nedamet biçiminde adlandırılmaktaydı. Türk Dil Kurumu’nun büyük Türkçe sözlüğüne göre faal28 ; “çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif durumda olan, etkin”; nedamet29 ise “pişmanlık” anlamına gelmektedir. Bu anlamda faal nedamet kavramı sözlük anlamı olarak etkin pişmanlık ile aynı anlama gelse de içerikleri bakımından birbirinden farklıdırlar. Etkin pişmanlık kurumunun 765 sayılı kanun ile 5237 sayılı kanun döneminde farklı şekilde anlamlandırılması, etkin pişmanlık kavramıyla yakın ilişki içinde bulunan teşebbüs ve gönüllü vazgeçme kavramları bakımından her iki kanun döneminde farklı düzenlemelerde bulunulmasıyla ilgilidir. Suçun tamamlanmasının failin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşememesi iki biçimde ortaya çıkar. Bunlardan ilki failin icra hareketlerini tamamlayamaması, ikincisi ise icra hareketlerinin tamamlanmasına rağmen neticenin gerçekleşememesidir. bu durumlardan ilki eksik teşebbüs, ikinci durum ise tam teşebbüs olarak adlandırılmakta olup,30 765 sayılı Kanun döneminde de bu ikili ayrım kabul edilmişti.31 Failin bir suça teşebbüsten dolayı cezalandırılabilmesi için suç işleme kastını ortaya koymasının yanı sıra fail icra hareketlerini gerçekleştirmeye başlamış olmalıdır.32 Diğer bir ifadeyle hazırlık hareketlerinin dışında, kastedilen suçu gerçekleştirebilecek nitelikte hareketlerin varlığı halinde teşebbüs söz konusu olabilir.33 Suçun tamamlanmasının failin hareketleriyle engellenmesi de eksik teşebbüs tam teşebbüs ayrımına paralel bir nitelik taşımaktadır. Buna göre; failin icra hareketlerinden vazgeçerek “iter criminis”e son vermesiyle ya da icra hareketlerinin tamamlanmasından sonra neticenin gerçekleşmesinin engellenmesi olmak üzere iki biçimde ortaya çıkar
0 yorum: