Erişilebilir Bürolar ve Ergonomi




BÜRO ORTAMI VE ERGONOMİ
1.     Ergonomi nedir?
Cevap: Ergonomi işin insana uygun hale getirilmesidir.
2.     Bürolarda ortaya çıkan en önemli sağlık problemleri nelerdir?
Cevap: Bürolarda ortaya çıkan en önemli sağlık problemi olarak İşe Bağlı İskelet-Kas Sistemi Bozuklukları gösterilmektedir. Genellikle boyunda, omuzlarda, belde, dirsekte ve özellikle bileklerde yumuşak dokulardaki (kas, tendon, bağ, sinirler ve damarlar) incinmeler ve/veya huzursuzluk, ağrı, yorgunluk, şişik, sertleşme, uyuşma, karıncalanma gibi rahatsızlıklara Birikimli (Tekrarlı) Travma Bozuklukları da denilmektedir.
3.     Bürolarda ortaya çıkan rahatsızlıklara yol açabilecek risk faktörleri nelerdir?
Cevap: 
       İş tekrarı
       Statik (Durağan) yük ve sürekli efor (güç harcama)
       Ters duruşlar
       Mekanik temas stresi
4.     Çalışma ortamında insan-makine-çevre etkileşiminde söz konusu olan ideal uyumun sağlanabilmesi ve etkin bir çalışma yapılabilmesi için nelere dikkat edilmelidir? Cevap: 
       Anatomi: Temel tıp bilimlerinden biri olan anatomi, insan vücudunun şeklini ve yapısını, vücuttaki organların tanımlanmasını, büyüklük ve biçim gibi özelliklerinin ortaya konması ve birbirleriyle olan ilişkilerinin belirlenmesini inceleyen bilim dalıdır.
       Antropometri: İnsanın beden ölçülerini inceleyen bilim dalıdır.
       Fizyoloji: Çalışma ortamı ve çalışma metotlarının insan bünyesini en az etkilemesini ve insan bünyesine uygun çevre koşullarını sağlamayı amaçlamaktadır.
       İş güvenliği: Her türlü araç ve donanım ile çalışma ortamının, çalışanın sağlığına yönelik tehlike oluşturmayacak şekilde düzenlenmesi açısından ergonomiye yardımcı bir birimdir.
       Psikoloji: Algı, uyumluluk ve iş öğrenimi gibi konularla ergonomiye yarar sağlamaktadır.
       Sosyoloji: Toplum ve toplumsal grupları yakından inceleyip ergonomiye etki eder.
       Stres: İnsanı fazla zorlayan, bunaltan, sıkan, heyecanlandıran, korkutan, huzursuz hatta hasta eden pek çok negatif olguyu ifade etmekte ve ergonomide çalışan kişinin sağlığı ve verimliliği açısından önemli bir rol oynamaktadır.
       Verimlilik: Bir üretim ya da hizmet sistemindeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirerek üretmek ya da hizmet vermektir. Büro ortamının ergonomik yapısı çalışanların verimliliğini
doğrudan etkilemektedir.
BÜRO ORTAMINDA TEMEL ERGONOMİK İLKELER
5.     Günümüz büro mekanlarını ergonomik açıdan düzenleme gereksinimleri nelerdir?
Cevap: 
       Büro            mekanının       boyutsal          ve        işlevsel gereksinimleri
       Psikolojik ve sosyal gereksinimler o             Kişisel mekan o          Egemenlik alanı o      Mahremiyet
                  o Kalabalıklaşma ve yalıtılmışlık
       Estetik gereksinimler           Teknik gereksinimler
       Bakım ve kullanım gereksinimleri
6.     Büro iç mekanının boyutsal ve işlevsel gereksinimleri nelerdir?
Cevap: Sağlıklı, güvenli ve verimli bir çalışma ortamı, çalışanların ortama yönelik gereksinimlerinin karşılanması ve konfor düzeyinin sağlanmasını gerektirir. Çalışma alanı, büronun fiziki yapısıyla ilişkili olup kullanıcı sayısı, yapılan eylemler ve kullanılan donanıma bağlı mekânsal özellikleri ifade etmektedir.
Bürolarda çalışanlar için çalışma biriminin en önemli parçaları sandalye ve masadır. Her ikisi de kullanıcıya ve yapılan işe uygun olmak zorundadır. Ayaklarının tekerlekli olması ve kendi ekseni etrafında dönebilmesi, kolçaklarının bulunması, oturma yüksekliğinin ve arkalığının ayarlanabilir olması, oturma pozisyonunda kolayca ayarlanabilir olması ve oturmaya uygun bir malzemeyle kaplanmış olması ergonomik bir sandalyenin temel özelliklerindendir. Üzerindeki donanımın ve kullanıcı çevresindeki çalışma alanının optimum kullanımı ergonomik bir masanın tasarım ölçütü olarak kabul edilmektedir. Çalışma masası, bilgisayar ve donanımları için bir çalışma yüzeyi oluştururken kullanıcının ayak hareketlerine de engel olmamalıdır. Avrupa Birliği normlarında önerilen 72cm. masa yüksekliğinin bile sabit olmaması, yüksekliğinin belirli sınırlar arasında (6884cm.) ayarlanabilir olması kullanım açısından büyük esneklik sağlayacaktır. Sandalye oturma düzlemi yüksekliği 38.1-45.7cm olarak kabul edilmektedir.
Bilgisayar kullanımında ekran (monitör), klavye ve fare (mouse) ergonomi açısından en önemli elemanladır. Ekran, kullanıcının boynunu çevirmeye gerek duymadan görebileceği şekilde tam karşısına yerleştirilmelidir. Ekran yüksekliği, ekranın üst sınırının yaklaşık olarak kullanıcının göz hizasına gelecek şekilde, ekranın ortasına 300 bakış açısıyla bakan kullanıcıya göre ayarlanmalıdır. Ekran ile kullanıcı arasındaki mesafenin 45-70 cm olması göz ve beden sağlığı için tercih edilmektedir. Klavye yatayda 5-150 eğimli ve masa üzerine kolay kaymayacak şekilde yerleştirilmelidir. Elin tamamının fare üzerine teması ve fareyi tutmak için bir kuvvete gereksinim duyulmamasıdır. Farenin kullanımı sırasında bileğin doğal pozisyonunu korumasına ve farenin kavranmasında avuç içinin yere paralel konumlanması kullanımı sağlıklı kılmaktadır.
7.     Büro iç mekanının psikolojik ve sosyal gereksinimleri nelerdir?
Cevap:  
Çalışanlar, çalışma ortamı içinde bir takım davranışlar sergilemekte ve değişen çalışma mekanı koşullarına uyum sağlayacak şekilde davranışlar içine girmektedir. Çalışanın dışa vurduğu bu davranışlar, kişinin benliğini korumak, kişisel ve sosyal kimliğini tanımlamak, sosyal etkileşimi düzenlemek üzere ortaya konmakta ve yaygın olarak dört davranış mekanizmasıyla açıklanmaktadır:
       Kişisel mekan: Çevre psikologları kişisel mekânı, mesafeye benzer şekilde ve mahremiyet düzeyi yüksek bir alan olarak kavramlaştırmaktadır.
       Egemenlik alanı: Çalışma ortamlarında, kişinin kendisine ait olduğunu düşündüğü kişisel mekanı sahiplenmesi ve sınırlarını düzenlemesi olarak tanımlanabilir.
       Mahremiyet: Çalışma ortamında kişiye veya gruba diğerlerinin ne ölçüde yakın olacağını ve uygun bir mekansal ilişki düzeyini ifade etmektedir.
       Kalabalıklaşma ve yalıtılmışlık: Çalışma ortamında mahremiyet dengesinin bozulması, kalabalıklaşma ya da yalıtılmışlık olarak iki farklı olumsuz durumu ortaya çıkarmaktadır. Her iki kavram da bürolarda çalışanların kişisel mekanı ve egemenlik alanına girilip bu alanın ihlal edilmesi durumunu anlatmaktadır.
8.     Büro iç mekanının estetik gereksinimleri nelerdir?
Cevap: Mekanın görsel algılanmasıyla ilgili olarak; ışık algılanması, mekansal organizasyonun algılanması ve renk algılanması olmak üzere üç boyut söz konusudur. Söz konusu algılama türleri, çalışanların çalışma mekanına bakışı açısını, ruh halini ve performansını etkilemektedir. Çalışma ortamlarında koyu renklerin genellikle yorgunluk ve sıkıntı hissi uyandırdığı, ışığı yuttuğu ve zor algılandığı, açık renklerin ise aydınlık, ferahlık hissi verdiği ve ışığı yansıtarak mekanın algılanmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir.
Çalışma mekanlarında renk kadar çevrenin görsel yapısı, yüzeylerin görünümü ve etkisi de önemlidir. Genel kullanıcıların olduğu ofis mekanlarında hafif ama mukavemeti olan, yanmaz, çizilmez, temizliği kolay, toz ve kir tutmayan, hava alan, buruşmayan malzeme seçimi bakım kolaylığı ve uzun ömürlü olması nedeniyle tercih edilmektedir. Döşemelerde ise, derzsiz ve kaymayan, kolay temizlenebilir, akustik özelliğe sahip, aşınmaya dayanıklı ve bakım kolaylığı gibi özellikler aranmaktadır.


9.     Büro iç mekanının teknik gereksinimleri nelerdir?
Cevap: Yetersiz aydınlatma, gürültü, az ya da çok ısı ve hava akımı, iş güvenliğinin sağlanamaması, aşırı ve uzun çalışma saatleri, ergonomik koşulların sağlanmaması gibi çalışma performansını etkileyecek kötü çalışma koşulları çalışanların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Algıyı, ruhsal durumu ve davranışı doğrudan etkileyen aydınlatma, iyi görebilmemizi sağlamanın yanı sıra sinir sistemini ve nefes alma, sindirim, hormon salgılama gibi fizyolojik fonksiyonları da etkilemektedir. Çalışanların dikkat ve yoğunlaşma düzeyi aydınlatma şiddetinin artmasıyla yükselmekte ve iş yapma arzusu artmaktadır. Birçok ülkede işyeri düzenleme kuralları, çalışma ve dinlenme ortamlarının dış dünya ile doğrudan görme ilişkisini sağlayan doğal aydınlatma üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Çalışma ortamlarının aydınlatılmasında yapılan işin türüne, işin yapılma zamanına ve çalışma alanının büyüklüğüne göre genel aydınlatma, genel aydınlatmayla desteklenen bölgesel aydınlatma ya da yalnızca bölgesel aydınlatma düzenekleri kullanılmaktadır. Bürolar için en elverişli aydınlatma türü, iç mekanı homojen olarak aydınlatan genel aydınlatmadır. Bölgesel aydınlatma, yaygın olarak güçlü bir aydınlatmaya ihtiyaç duyulan çalışma ortamları ve çalışma masalarının üzerinde çalışma yüzeyini doğrudan aydınlatmaya yönelik olarak tercih edilmektedir.
10.  Büro bakım ve kullanım gereksinimleri nelerdir?
Cevap: İlk yatırım maliyeti fazla olmasına karşın teknik gereksinimler uzun vadede ekonomik olduğu kadar sağladığı sosyal faydayla da yatırım maliyetini karşılamaktadır. Yüzey kaplamalarında leke ve toz tutmayan, kolay çizilmeyen dayanıklı malzemeler bakım ve kullanım kolaylığı sağlaması bakımından tercih edilmektedir. Kullanılan modüler mobilyalar, zarar görmeleri durumunda yenileriyle değiştirilebilmektedir.
11.  Büro ortamlarında iyi bir aydınlatma sistemine sahip olmak için nelere dikkat edilmelidir?
Cevap: 
       Aydınlatma şiddeti yeterli olmalı,
       Aydınlatma bütün alana eşit yayılmalı,
       Işık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli,
       Işık yansımalarından kaçınılmalı,
       Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalı,
       Titreşim ve parlaklık değişimlerini engellemek için aydınlatma sabit olmalı,
       Bürolarda yansıma ve psikolojik etki açısından uygun renkler seçilmelidir.
12.  Bürolarda, bilgisayarlı çalışma alanlarında kamaşma ve yansımaları en aza indirmek için neler yapılmalıdır?
Cevap: Bilgisayarlı çalışma ortamlarında, görsel konfor koşullarını olumsuz olarak etkileyen kamaşma ve yansıma olaylarını en aza indirgeyebilmek amacıyla, tavan aydınlatma elemanlarının pencerelere paralel olarak; bilgisayar monitörlerinin ise pencere düzlemlerine 90o açı oluşturacak şekilde yerleştirilmesi önerilmektedir. Tavana monte edilen aydınlatma armatürlerinden gelen ışınların bilgisayar ekranları üzerinde 45o (30o-60o) açı yapması kamaşma, parlama ve yansıma gibi görsel şikayetleri minimuma indirmektedir.
13.  Büro ortamını düşünüldüğünde gürültü nedir?
Cevap: Gürültü; işitme duyusu ve algıyı olumsuz etkileyen, kişiyi fizyolojik ve psikolojik olarak etkileyen, çalışma performansını düşüren, ortamın huzur ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren bir çevre kirliliği türüdür.
14.  Oluştuğu kaynak düşünüldüğünde gürültü kaynakları kaça ayrılır ve bu kaynaklar nedir?
Cevap: Gürültü, yaygın olarak dış kaynaklı gürültü ve yapı içi gürültü olarak iki kaynaktan oluşmaktadır. Dış kaynaklı gürültü genellikle ulaşımdan, sanayiden ve dış mekanda gerçekleşen olaylardan oluşmaktadır. Yapı içi gürültü ise, çalışma mekanının işlevinden, mekanda kullanılan tesisat ve teknik donanım ile insandan kaynaklanmaktadır. Dış kaynaklı gürültü, çevredeki gürültü kaynakları biliniyorsa ve gürültü düzeyi sabitse yapı fiziğinde yapılacak düzenlemelerle en aza indirilir ya da tamamıyla ortadan kaldırılabilir. Gürültü kaynağı bilinmiyor ve düzeyi de sabit değilse dış mekanın yer aldığı çevre için kabul edilen gürültü düzeyine göre yapı fiziği düzenlenir. Büroda kullanılan donatıların tasarımından tavan ve zemin döşemelerinin tasarlanmasına, mobilya seçiminden sabit ya da bölücü elemanların ses yutma ve yansıtma özelliklerine kadar birçok faktör tasarımda ön plana çıkmakta ve ortamdaki işitme konforunu değiştirebilmektedir.
15.  Çalışanların gürültüden etkilenmemesi için neler yapılmalıdır?
Cevap: 
       Gürültü, dış kaynaklı ya da yapı içinde oluşsun, çalışanların bundan etkilenmemesi için;
       Gürültünün oluşmaması veya düzeyinin azaltılması gerekir.
       Gürültünün yayılması önlenmeli, önlenemiyorsa olduğu yerde kalması sağlanmalı, kaynağın bulunduğu alanda gürültünün yükselmesini engelleyen tedbirler alınmalıdır.
       Alınacak tedbir ya da koruyucularla gürültünü insan sağlığına zarar vermesi önlenmelidir.
16.  Bürolarda yaygın olarak kullanılan kablo dağıtım sistemleri nelerdir?
Cevap:
       Geleneksel Kablo Dağıtım Sistemi
       Gelişmiş Kablo Dağıtım Sistemi
17.  Geleneksel enerji dağıtım sisteminin çeşitleri nelerdir?
Cevap: Geleneksel enerji dağıtım sisteminin; Sabit duvar ve kolon dağıtım sistemi, Döşeme altı dağıtım sistemi, Döşeme içi dağıtım sistemi ve güç kanalı dağıtım sistemi olarak çeşitleri bulunmaktadır.
18.  Çalışma ortamlarında tercih edilen güvenlik yöntemleri nelerdir?
Cevap:
       Doğrudan güvenlik: Güvenlik gereksiniminin planlanıp, binanın tasarımının yapıldığı süreçte tehlikenin başlangıçta ortadan kaldırılmasıdır. Ekonomik yatırım gerektirecek bu süreç için çalışma sistemlerini tasarlayan ve uygulayan deneyimli tasarımcılara gereksinim vardır.
       Dolaylı güvenlik: Koruyucu güvenlik önlemleri ile çalışma mekanı, mekandaki donanım ve çalışanın tehlikeyle karşılaşması ya da tehlikeye maruz kalmasının önlenmesidir. 
       Uyarıcı güvenlik: Doğrudan ve dolaylı güvenliğin tam uygulanamaması nedeniyle tehlikenin uyarıcı levha, işaretlerle belirtilmesi, tehlikeden nasıl kaçınılacağının herkes için kolay anlaşılır yazı ve resimlerle gösterilmesidir.
19.  Bürolarda iklimlendirmede nelere dikkat edilmelidir?
Cevap: Çalışanların sağlıklı, güvenli ve verimli çalışmalarını doğrudan etkilemesi nedeniyle ortamın sıcaklığı, nemi hava dağılımı, hava temizliğinin arzu edilen koşullarda sağlanması sağlıklı ve fizyolojik gereksinimleri karşılayabilen bir büro mekanı için vazgeçilmez unsurlardır. İklimlendirmede, bürolarda ısı düzeyinin 21-230C (Santigrat), nem oranının ise %40-60 düzeyinde bulunması çalışma konforu açısından tercih edilmektedir.
20.  Bürolarda gereksinim duyulan havayı belirleyen faktörler nelerdir?
Cevap: 
       Çalışma ortamının hacmi,
       Çalışan kişi sayısı,
       Çalışma süresince harcanan oksijen ve verilen karbondioksit miktarı,
       Çalışma ortamında havayı kirletici ve ortamı çalışan kişi için rahatsız edici hale dönüştüren zararlı maddelerin cinsi ve miktarı,
       Çalışma yöntemlerinin neden olduğu sıcaklık ve nem artışı,
       Çalışma dışı faktörlerin neden olduğu kirleticilerdir (sigara, ter, parfüm kokusu vb.).
BÜROLAR VE ERİŞİLEBİLİRLİK
21.  Erişilebilirlik nedir?
Cevap: Erişilebilirlik, her insanın gündelik yaşama (ulaşım, eğitim, çalışma, sağlık, eğlence vb.) katılımı sırasında, bina iç mekânlarından kentsel dış mekânlara kadar uzanan yapılaşmış çevreye, hizmet, ürün ve araçlara zorluk çekmeden, herkesle birlikte eşit şekilde erişebilmesini ifade etmektedir.
22.  Erişilebilirlikle ilgili kanuni düzenlemede yer alan ifade nedir?
Cevap:           5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “İstihdam” bölümünde ise; “Çalışan veya iş başvurusunda bulunan engellilerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur” ifadesi yer almaktadır.
Herkes için erişilebilirliği sağlamak amacıyla 2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna 2 önemli madde eklenmiştir. Bu maddeler;
Geçici Madde 2. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir,
Geçici Madde 3. Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir, şeklindedir. Kanunda belirtilen 7 yıllık süre dolmadan 4/7/2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle, geçici Madde 2 ve 3’te yer alan “yedi yıl” ibaresi “sekiz yıl” şeklinde değiştirilmiştir.
Binalarda herkesin mümkün olduğunca aynı güzergahı ve aynı girişi kullanması esastır. Böylece, herkes için eşit kullanım sağlanırken ayırımcılık da önlenmiş olacaktır. Özel otomobilleriyle gelen çalışan engelliler için otopark alanında park yeri tahsis edilmeli ve büro erişimi güvenli bir şekilde sağlanmalıdır.
23.  Büro mekanlarında erişilebilirliğin ve kullanılabilirliğin sağlanması için yapılması gerekenler nelerdir?
Cevap: 
       Binalarda giriş güzergahları, giriş sahanlıkları, giriş kapıları, asansörler, merdivenler ve tuvaletler erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.
       Binalar yalın ve kullanışlı planlara sahip olmalı, yatay dolaşım için herkes aynı güzergahı engelsiz olarak kullanmalıdır. 
       Düşey dolaşım için herkesin aynı güzergahı kullanmasının yanı sıra merdiven, rampa ya da asansörler standartlara uygun olmalıdır.
       Acil durumlarda kullanmak için herkes için algılanabilir ve belirgin acil çıkış/kaçış düzenlemeleri bulunmalıdır.
       Yürüyüş yüzeyleri kaymayı önleyici, sürtünme katsayısı yüksek malzemeyle, ıslanması muhtemel zeminler ise, sürtünme katsayısı yüksek malzeme ile döşenmelidir.
       Kapıların yeterli büyüklükte olması ve kullanımının kolay olması, tekerlekli sandalye kullanan çalışanların bile rahatlıkla açma ve kapatmasını olanaklı kılan kapı ve pencere sistemleri ve yeterli kullanım alanının bulunması gereklidir. 
       Her türlü kontrol düğmeleri ve anahtarlarının uygun yükseklikte, erişilebilir konumda, renkte olması ve rahat kullanılması sağlanmalıdır. 
       Mekanın farklı zaman dilimlerinde güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için iyi aydınlatılması önemlidir.
       Algılanabilir iyi bir işaretlemenin yanı sıra duvarlarda, döşemelerde, kapılarda ve işaretlemelerde belirgin bir görsel zıtlık bulunmalıdır.
       İki veya daha fazla duyu yoluyla (hissedilebilir, işitsel ve görsel) iletişim sağlayabilecek yöntemler kullanılmalıdır.
       Yardımcı teknolojiler, hareket kısıtlılığı olan çalışanların yapılması güç ya da olanaksız gibi görünen çalışmalar yapmalarını sağlamakla birlikte, çalışma kapasitelerini korumak ya da geliştirmek amacıyla kullanılan her türlü donanımı (araç, gereç, cihaz, yazılım vb.) ifade etmektedir.
BÜRO ORTAMI VE SAĞLIK
24.  Toplum arasında meslek hastalığı olarak nitelenen hastalığın sebepleri nelerdir?
Cevap: Toplum arasında “meslek hastalığı” olarak nitelenen birçok hastalık çalışma şekli, çalışma saati, çalışma ortamının çalışanlara uygunluğu gibi motivasyonu ve verimliliği etkileyen faktörlerdeki olumsuzluklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
25.  Çalışma ortamındaki risk etmenleri nelerdir?
Cevap: Çalışma ortamında ağırlık kaldırma, indirme, taşıma, uzanma gibi aktiviteler, özellikle tekrarlamalı ve zorlamalı hareketler, belin ve vücudun yanlış pozisyonda kullanımı, uzun süreli aynı pozisyonda çalışma fiziksel risk etkenlerini oluşturmaktadır.
26.  Büro ortamlarında risklere karşı çalışanlara yönelik olarak işverenler mesul olduğu kadar çalışanlar da mesuldür. Çalışanlar büro ortamlarındaki risklerden korunmak için neler yapmalılar?
Cevap: İş yerlerinde çalışanların sağlığının korunmasıyla ilgili işverenin önemli sorumlulukları vardır, ancak bunun yanında masa başında çalışanların da dikkat emesi gereken bazı durumlar vardır. Çalışanlar da iş yerinde vücudunu doğru pozisyonlarda kullanarak, ortamını kendine uygun hale getirmeye çalışarak, egzersiz ve fiziksel aktivite yaparak belini korumada sorumluluk almalıdır.
Büro ortamında bilgisayarlarda sürekli yazı yazmak ya da çizim yapmak gibi işler tek yönlü dinamik işlerdir. Bu ve benzer işlerde el, kol, omuz ve boyun fazlaca yorulmaktadır. Çalışanlar bu işleri yaparken iş gereği vücudun aldığı konuma dikkat etmezse kronik boyun ve omurga rahatsızlıkları ile karşılaşmaktadır.
Bürolarda çalışan pek çok kişi gün boyunca çalışma ortamının koşulları çerçevesinde büro donanımları ile yoğun bir etkileşim içindedir.
27.  Ekrana bakma sendromu nedir?
Cevap:           Büro donanımları arasında özellikle uzun süreli bilgisayarlar kullanımı “Ekrana Bakma Sendromu” olarak bilinen bir duruma neden olmakta ve bu durum gözlerde ağrı, yorgunluk, rahatsızlık, kızarıklık, bulanık görme ve çift görme gibi bir dizi soruna neden olmaktadır.


Similar Videos

0 yorum: