Avukatlık Meslek Kuralları




AVUKATLIK MESLEK KURALLARI
1.       Avukatlar nerede belirlenen kurallara uymalıdır?
Cevap: Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanın gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür (Av. K. m.34 ). Türkiye Barolar Birliği tarafından konan bu kurallara uyulmaması avukat için başta disiplin cezası olmak üzere çeşitli yaptırımlarla karşılaştırılmasına sebep olabilir.
2.       Avukatlık meslek kurallarının konulmasındaki amaç nedir?
Cevap: Tüm meslek kurallarında olduğu gibi avukatlık meslek kurallarının konulmasında amaç daha çok mesleğe bir standart getirmek ve mesleğin öz disiplinini oluşturmaktır. Avukatlar meslek kuralları koyar iken bunu bir kanun yapmak yerine, meslek kuralı olarak somutlaşt›rmamalarındaki temel gerekçe öz disiplinin kanun koyucu değil fakat mesleğin muhatabı avukatlar tarafından sağlanma kaygısıdır. Bu konuda “Avukatlar haklar›n› kullan›rlarken, her zaman hukuka ve hukuk mesleğinin kabul görmüfl standartlarına ve mesleki ahlak kurallarına uygun davran›rlar (Havana Kurallar› m.23)”. Bu meslek kurallarının sürekli gelişimini sağlamak üzere barolar, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’na, gündeme ilişkin hükümlere uyma şartı ile yeni teklifler getirebilir.
3.       Avukatın meslek kurallarının kapsamı nedir?
Cevap: Serbest bir irade sonucu kabul edilen meslek kuralları, bir toplum yaşamı için vazgeçilmez olarak kabul edilen avukatl›k mesleğinin en iyi şekilde yapılmasını garanti altına alır. Stajyerler, avukatlık mesleğinin adayı olmaları sebebiyle meslek kurallarına ve yönetmeliklerde belirlenen esaslara uymak zorundadırlar (Av. K. 134).
Türk avukatları, baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin bağımsızlığı gereğine inanmışlar ve bu konuda kendilerine gerek kişi, gerek kuruluş olarak düşen görevleri başarma kararına varmışlardır. Bu nedenle de Barolar ve Barolar Birliği kurulları disiplin soruşturmalarında ve cezalarının verilmesinde; avukatlık onurunu, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarını ve itibarını korumak, mesleğin amaç ve gereklerine ve adelete uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak ilkelerini göz önünde tutarlar (Av.k.m.158/2).
Mesleki çalışmasında avukat, bağımsızlığını korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır.
4.       Avukatın başlıca görevi nedir?
Cevap: Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür. Avukatlık, diğer mesleklerden farklı olarak kolektif inancı gerektiren mesleklerdendir. Avukatın yaptığı tüm işlemlerde yasaya ve adalete uygun hareket ettiği, doğruluk ve dürüstlük ilkelerine sadık davrandığı kabul edilir. Bu nedenle, mesleki faaliyetin yürütülmesi sırasında bu güveni sağlamak ve meslek itibarını sarsabilecek her türlü davranıştan kaçınmak avukatın başlıca görevidir (Barolar Birli¤i 2001/325 E., 2002/136 K., 18.05.2002).
Avukatın yaptığı işlem hukuka uygun olsa dahi hakkaniyete aykırı ise hukuka uygunluk eylemi disiplin suçu olmaktan çıkarmaz. TTB bir kararında “Eylem, şeklen hukuka uygun olsa bile, ilamda yaz›l› ayn› mahiyetteki iki alacak için iki ayrı takip yapılarak iki ayrı icra vekâlet ücreti tahsili meslek kurallarının ruhu ve kabul ettiği ilkelerle bağdaşmamaktad›r. Avukat, yargı kararlarına uygun ise de toplumun önem verdiği moral değerlere ters ve avukatların kamudaki itibarını doğrudan ilgilendiren hususlarda daha dikkatli ve özenli olmak “avukatlar paradan başka hiçbir şey düşünmez gibi olumsuz bir imajın yaratılmasına” eylemleriyle katkıda bulunamaz (Av. K. 2, 34, 134 ve TBB Mes. Kur. 3,4)” (TBB Disiplin Kurulu T:26.07.2013, E:2013/139, K:2013/565).
5.       Avukat üstlendiği davayı zamanında açması, müvekkilinin gecikmeden dolayı zarara uğraması TTB’de nasıl belirtilmiştir?
Cevap: TTB “şikâyetli avukatın yanında çalıştığı avukatın, vekâletine istinaden yetki ile takip ettiği şikâyetliye ait işçi alacakları davasında yeterli özeni göstermeyerek, davanın iki kez müracaata kalmasına neden olması, duruşma esnasında mahkeme hâkiminin ıslah konusundaki sorusuna verdiği yanıtın zapta yanlış geçmesine rağmen bunu görüp düzelttirmemesi, bilirkişi raporuyla talep edilen alacağın çok üzerinde müvekkil alacağının doğmasına rağmen, ıslah için 180,00 TL’de masraf aldığı halde geciktirmesi” meslek kuralı ihlali olarak kabul edilmiştir (Av. K. 2, 34 ve TBB Meslek
Kurallar› 3,4). 
6.       Avukatın duruşmalara mazeretsiz katılması TTB’de nasıl belirtilmiştir?
Cevap: Avukat duruşmalara mazeretsiz katılmamayı alışkanlık haline getirmemelidir. Aleyhe verilen karar temyiz edilmeyecek ise avukat bu konuda vekil edenden yazılı izin almalıdır. Kararın yazılı izin olmadan temyiz edilmemesi disiplin suçu oluşturur. Karşı tarafın tebligat adresini bilirken başka adrese tebligat göndermek, eksik bilgi vererek mahkemeden usulsüz karar almak, borçluların muhtemel bilgisizliğinden yararlanarak olması gerekenden fazla faiz istemeyi alışkanlık haline getirmek vs bu kuralın ihlalidir.
7.       Avukat, sadece mesleki faaliyetleri sırasında değil özel yaşantısı TTB’de nasıl belirtilmiştir?
Cevap: Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, sadece mesleki faaliyetleri sırasında değil özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür. Avukatlık, tutum ve davranışlarda, giyimde, konuşmada, özel yaşamda bile özen isteyen bir meslektir. Avukatın meslek itibarı ticari itibar değildir (Serkan A⁄AR,TBB Dergisi, Sayı 80, 2009, s. 383). Avukatın mesleğini ifa ederken vekillik görevini aşacak şekilde davranması ve eyleme dönüştürmesi bu kuralın ihlalidir. Avukat yasal olmayan mahkeme kararına karşı yasal olmayan tavır geliştiremez. Yasal olmayan mahkeme kararına karşı sadece yasal sınırlar içinde tepki verebilir. Avukat her ne olursa olsun kaba kuvvete-şiddete başvuramaz. 
8.       Avukatın yaptığı işlem ve hukuki faaliyetlerin hukuka uygun olması TTB’de nasıl belirtilmiştir? Cevap: Avukatın yaptığı işlem ve hukuki faaliyetlerin hukuka uygun olması tek başına yeterli değildir. Şekle uygunluk yanında amacın da hukuka uygun olması gerekir. Vekâletsiz duruşmaya giren ve verilen süreye rağmen vekaletnamesini süresinde ibraz etmeyen, duruşmaya ya da keşfe alkollü gelen avukat, hakkında icra takibi yapılmasına sebep olması, meslektaşına hakaret, tahsil ettiği parayı dosyaya             bildirmemesi, vekil edenine sahte mahkeme kararı vermesi, adi şirket ortağı olması avukatın davranışı özen ilkesine aykırıdır. Yine Ceza Muhakemesi Kanununa göre Baro tarafından atanan avukatın müdafilik ücreti dışında savundukları kişiden ücret talebi bu ilkeye aykırıdır.
       Avukat, yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat, hukukla ve yasalarla ilgisiz aç›klamalardan kaçınmalıdır. 
       Avukat, iddia ve savunman›n hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır. 
       Avukat, salt ün kazandırmaya yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır. Avukat›n hangi gerekçe ile olursa olsun televizyon dergi, gazete önüne çıkması, beyanlarda bulunması bu maddenin ihlali anlamına gelir. Bir avukatın kamuya sunduğu beyanlarının bilgi verme hakkı kabul edilmesi için doğru ve gerçek bir bilgi sunulmalı, verilen bilgi, bilgilendirme maksadını aşmamalı, objektif sınırlar içinde olmalıdır. 
a.        Avukat, yalnız adres değişikliğini, reklam niteliğini taşımayacak biçimde, ilan yoluyla duyurabilir. 
b.       Avukatın başlıklı kağıtları, kartvizitleri, büro levhaları reklam niteliği taşıyabilecek aşırılıkta olamaz. 
c.        Avukat, telefon rehberinde meslekler kısmında adres yazdırabilir. Bunun dışında farklı büyüklükte harflere ya da ilan niteliğinde yazılara yer verdiremez. 
d.       Ortak büro kuran avukatlar, büronun reklam aracı olmamasına, hukuk bürosu olma niteliğini yitirmemesine dikkat ederler. Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her türlü davranıştan çekinir. Avukatın kendisine iş sağlamak amacıyla iş verebilecek kişilere mektup yazıp görüşmeye çağırması, kamulaştırma davasında kamulaştırma yapılacak köye yapılan gezi, tek çalışan avukatın hukuk bürosu olarak tabela asması, yabancı dil bilmeyen avukatın yabancı dilde kartvizit basması meslek kuralını ihlaldir.
9.       Avukatın kamuya sunduğu beyanlarla ilgili temel kurallar nelerdir?
Cevap: Avukat, kanunen bulunduğu başkaca mevki ve olanaklarının mesleki çalışmalarına etkili olmamasına dikkat eder. 
       Avukat, mesleki çalışması dışında kişisel anlaşmazlıklarda, avukatlık sıfatının özelliklerinden yararlanamaz. Örneğin, henüz seçim süreci başlamadan, aday olduğu kesinleşmeyen, seçimde olduğu iddiasıyla kartvizit bastırıp burada avukatlık unvanını kullanmak meslek kuralını ihlaldir. Ancak her durum kendi özgün koşulları içinde değerlendirileceğinden ülkede seçim havasına girildiğinde ve adaylık ve aday adaylığı süreci başladığında herhangi bir mevkiye aday olan kişinin avukat unvanını kullanması meslek kuralını ihlal sayılmaz. 
       Avukat, bürosunun görevin vakarına uygun biçimde tutulmasına çaba gösterir. Avukatlık faaliyeti yürütenin mesleğinin önemini haiz, yapılan iş ile özdeşleşmiş olan bürosunu mesleğine uygun yerde ve mesleğine uygun şekilde tefriş etmeli ve tutmalıdır. Çok abartılı dekor, iş sahiplerini etkileyecek şekilde asılmış fotoğraflar (askeri personelle, ünlülerle ya da siyasilerle), büronun çok dağınık ya da kirli olması, ya da büronun dinsel ya da eğlence mekanlarının ortasında yer alması meslek kuralını ihlaldir.
       Uzunca bir süre bürosundan uzak kalmak zorunda bulunan avukat, işlerine bakacak, müvekkillerini kabul edecek meslektaşlarının adını barosuna bildirir. Avukatın bilgi verme yükümlülüğü, Avukat ile Baro ilişkisini düzenleyen bir meslek kuralıdır.
10.    Avukatın bürosu ile ilgili ve bürosundan uzak kalması halinde yapması gerekenler nelerdir?  Cevap: 
       Avukat meslek kuruluşlarınca verilen görevleri, haklı sebepler dışında, kabul etmek zorundadır. 
       Mesleki çalışmasından ötürü aleyhine açılan dava layihasının bir örneğini, avukat barosuna verir. Baronun hukuki anlaşmazlıklardaki arabuluculuk teklifini Kabul etmek zorundadır. Avukatın bilgi verme yükümlülüğü, Avukat ile Baro ilişkisini düzenleyen bir meslek kuralıdır. Burada amaç Avukatın eyleminin bağlı bulunduğu Baro tarafından değerlendirilmesini, gerekmesi halinde Baro tarafından resen soruşturması açılmasını sağlamaktır.
       Avukat, kendisiyle ilgili her türlü belgeleri baroda görmek hakkını haizdir.
YARGI ORGANLARIYLA VE ADLİ MERCİLERLE İLİŞKİLER
11.    Yargı organlarıyla ve adli mercilerle ilişkiler nelerdir?
Cevap: Avukat, hâkim ve savcılarla ilişkilerinde, hizmetin özelliklerinden gelen ölçülere uygun davranmak zorundadır. Hakim ve savcılar da, avukatlar gibi yargılama makamları alup yargılama makamlarının ilişkilerinde karşılıklı saygı esastır. Avukat, yargılamanın kurucu unsurudur. Avukat olmazsa yargılama adil olmayıp verilen karar sadece iddia ve kararın oluşturduğu bir metinden ibaret olur. Avukatsız yapılan yargılama diyalektikten yoksun olması sebebiyle sadece bir karar metni olacak adil olmayacaktır. Yargılamada bu kadar önemli yer edinmiş olan avukatlığın, kendisi ile eşit konumda olan yargılama makamlarıyla (hâkimlik ve savcılıkla) ilişkilerinde düzeyli olması hâkim ve savcılardan gördüğü saygı kadar saygı göstermesi zorunludur.
12.    Avukatın hâkim ve savcılarla ilişkilerinde uymak zorunda olduğu kurallar nelerdir?
Cevap: 
       Avukat, daha önce hâkim, savcı, hakem ya da başka resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz. 
       Hâkim ve savcı ile hısımlık ya da evlilikten gelen engelleri gösteren, kanun hükmünde yazılı derece dışında kalan hısımlıklar ve başkaca yakınlıklarda, avukat, meslek onuruna en uygun biçimde takdirini kullanır. 
       Avukatlar ve avukat stajyerleri, mesle¤e yaraşır bir kılık ve kıyafetle, başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara, Türkiye Barolar Birliği’nce şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar, iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar. (Türkiye Barolar Birli¤i’nin 27-28 mayıs 1989 tarihinde Giresun’da yapılan XX. Olağan Genel Kurul
kararıyla değişik metin.) 
       Avukat duruşmayı terk edemez. Ancak duruşma sırasında kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı haller var ise Avukat duruşmalardan ayrılabilir. Bu durumda avukat derhal baroya bilgi verir. Avukatın bağlı olduğu baro duruşmayı terk etmiş avukata gerekli tüm desteği vermek zorundadır. Bu avukat ile baro ilişkisinde mesleğin onurunun korunması sadece avukatın değil aynı zamanda baroların görevi olması sebebiyle ortaya çıkmış bir kuraldır. 
       Avukat savunma için zorunlu olmadıkça davanın uzaması sonucuna varacak isteklerden kaçınır.
Davanın uzaması müvekkilin lehine olsa dahi avukat yargılamanın makul sürede ve usul ekonomisine uygun şekilde sonlandırma çabasında olmalıdır. Avukatın esas görevi adaletin inflası olup, yargılamanın makul sürede sonlandırılması ve adaletin en çabuk şekilde tecellisi önemlidir. 
       Hâkimin reddi, savcıların ve başkaca adalet görevlilerinin reddi veya şikâyet edilmesi konusunda ve genellikle konuşmalarında ve yazılarında avukat, kanunun gerektirdiği gerekçeleri amacı aşmayacak biçimde açıklar. Ret veya şikâyet dileklerinin bir örneği de baroya verilir. Avukatlar adaletin inflası için elbette hâkim, savcı veya diğer adalet görevlilerini red edebilir, şikâyet yoluna gidebilir. Ancak bu red veya şikâyet başvurularında, açıklamalarında Avukatlık Kanununun kendisine yüklediği sorumluluğun bilincinde hareket etmelidir. Dava ile korunan çıkarın haklı gösterdiğinden öteye gitmeyen, bir taşkınlık teşkil etmeyen, hakkın korunması için gerekli bulunan ve yersiz biçimde saldırgan olmayan, objektif bir üslupla yapılan savunma hukuka aykırı değildir. 
       Avukat, ilerde tan›k olarak dinlenecek kimselerden, istisnai olarak bazı hususları öğrenmek mecburiyetinde kalmış olursa, onları etkilemiş olma şüphesi altına düşmekten kaçınmalıdır. Avukat, tan›klara tavsiyelerde bulunamaz, ne şekilde tanıklık edecekleri veya hâkim önünde nasıl hareket edecekleri hakkında talimat veremez. 
       Avukatın yargılama makamlarıyla ilişkilerinde sadece hâkim ve savcılarla ilişkilerinde değil tüm yargılama makamlarıyla ilişkilerinde meslek onuruna ve ağırbaşlılığına uygun davranmak zorundadır. Avukat, mahkeme kalemlerinde, icra dairelerinde ve her türlü mercilerde çalışan görevlilerle olan ilişkilerinde de meslek onuruna ve ağırbaşlılığına uygun tutum ve davranışlarını korur. Unutulmamalıdır ki, adli kalem personeli ve icra müdürlük çalışanları da yargının vazgeçilmez sac ayaklarındandır. Avukat tahrik altında olsa da, adli kalem ve icra müdürlük çalışanları çok ağır kusur işleseler de, avukat mesleğinin kendine yüklediği sorumlulukla hareket etmelidir. Avukat olgun üslubuna rağmen sorunu çözemez ise yargı yoluna başvurmalıdır.
MESLEKTAŞLAR ARASI DAYANIŞMA VE
İLİŞKİLER
13.    Meslektaşlar arası dayanışma ve ilişkiler kapsamı nedir?
Cevap: Avukat, herhangi bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu konudaki şikâyetlerin yegane mercii yalnız barolardır. Avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini açıkça belirtemez. Bir avukat, başka bir avukata karşı asıl ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi barosuna bir yazı ile bildirir. Bu kural, bilgi verme yükümlülüğü ile bağlı olarak baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin üçüncü şahısların aleyhine veya üçüncü şahısların barolar ve TBB aleyhine açacağı davalar için de geçerlidir (Türkiye Barolar Birli- ¤i’nin 12-13-14 Ocak 1978 tarihinde Ankara’da yap›lan XI. Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir). Resmi ya da özel kuruluşlarda bağımlı olarak birlikte çalışan avukatlar, kadro görevleri ne olursa olsun, adalet ve eşitlik ilkelerinden ayrılmamaya ve iş dağıtımı, denetimi ve her türlü iş ilişkilerinde meslek dayanışmasına ve onuruna uymayan davranışlardan kaçınmaya özen göstermekle yükümlüdürler. Bu kuralın amacı Barolar Birliği kararlarında “Bilgi verme yükümlülü¤ünün amac›” avukatlar›n birbirleri aleyhindeki hukuksal girişimlerde dikkatli ve özenli davranmasını sağlamak bütün girişimlerin mesleğe zarar verecek tarzda kullanılmasını önlemek ve bu hususlarda gerekli önlemleri almakla görevli baroları bilgilendirmektir” (Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun 20.9.2002T., 2002/101 E, 2002/245-5 K. say›l› karar›.) fleklinde ortaya konmuştur. Bu bilgilendirme yükümlülüğün kapsamı yine TBB kararlarına göre “Davalının avukat olması halinde açılan davanın mesleki yaşam ve/veya özel yaşam ayrımı yapılmaksızın her davanın baroya bildirilmesi gerekir” (TBB Dergisi S. 1992, s. 263) Bu bildirim sadece aç›lan davalarla ilgili olmayıp aynı zamanda Barolara ve Adalet Bakanlığına yap›lan başvuruları da kapsar.
14.    Türkiye Barolar Birliği kararlarına göre bilgi verme yükümlülüğünün amacı nedir?
Cevap: Bir başka baro bölgesinde ilk kez bir davaya giden avukat, o yer Baro Başkanı’na nezaket ziyaretinde bulunmaya gayret eder. Bu kuralın konduğu dönemde Türkiye’de avukat sayısı çok az olup kural uygulanabilir idi. Ancak gelinen aşamada bu kural sadece bir temenni olarak kabul edilmektedir. Bir meslektaşının ölümü veya başkaca nedenlerle, Baro Başkanı’nca görevlendirilen avukat, kabul edilebilir bir neden göstermeksizin bu görevi reddedemez. Mesleki çalışmada avukatlar arasında usule ilişkin işlemlerde ve dosya incelemelerinde dayanışma gereği sayılabilecek yardımlar ve kolaylıkların esirgenmemesi gerekir. Duruşmaya geç kaldığı için hakkında gıyap kararı alınan avukat hemen gelmişse, diğer taraf vekili olan avukat, gıyap kararının kaldırılmasını veya düzeltilmesini istemek zorundadır. Bir başka yerdeki duruşmasına mazereti nedeniyle gidemeyen avukat, karşı taraf avukatı bir başka yerden geliyorsa, mazeretini önceden meslektaşına bildirmelidir. Avukatlar arasında “özeldir” kaydı taşıyan yazışmalar, yazanın rızası alınmadan açıklanamaz. Çünkü avukatlar sadece usul ve delille değil aynı zamanda kendi mesleki dayanışmalarıyla ve paylaşımlarıyla da adaletin inflasını sağlayabilirler. Avukat hasım tarafın ancak avukatı ile görüşebilir. Hasmının avukatı yok ise avukatın hasımla teması zorunlu sınırlar içinde kalır. Hasım tarafla her temasından sonra avukat müvekkiline bilgi verir. Bu, avukatlığa ilişkin, meslek kurallarını düzenleyen tüm kurallarda yer alan bir kural olup avukatın hem müvekkiline, hem meslektaşı olan karşı taraf avukatına hem de mesleğin bir bütününe karşı sorumluluğunu düzenleyen ilkedir. Bu ilke yargılamanın tüm taraf ve makamlarına karşı güven ve saygı sağlayan bir mesleki kuraldır. Avukat, dava türü ve usulü ne olursa olsun, mahkemeye verdiği layiha ve önemli belgelerin birer örneğini (istenmese de) karşı taraf vekili meslektaşına verir. Yanına stajyer almayı kabul eden avukat, stajyerlerin iyi yetişmesi için gerekli dikkati ve ilgiyi gösterir ve olanakları hazırlar. Avukat, yanına stajyer olarak aldığı meslektaşının mesleğe hazırlanması için gerekli tüm tedbirleri alıp, şartları hazırlamalıdır. Avukat, stajyerinin dosya inceleme, mesleki yayınları takip, vekil edenlerle ilişkiler, dilekçe yazımı, dilekçede kullanılacak üslup, hak arama konusunda ısrar gibi konularda yetişmesini sağamalıdır. Stajyerler, avukatla birlikte duruşmalara girmek, avukatın mahkemeler ve idari makamlardaki işlerini yapmak, dava dosyaları ve yazışmaları düzenlemek, baroca düzenlenen eğitim çalışmalarına katılmak, baro yönetim kurulunca verilen ve yönetmelikle gösterilecek diğer ödevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Stajyerler, meslek kurallarına ve yönetmeliklerde belirlenen esaslara uymak zorundadırlar (Av. K. m.23). Görüldüğü üzere stajyerlere kanun ile yüklenmiş yükümlülükler ve staj faaliyetinin özelliği gereği birçok meslek sırrına vakıf olmaları doğaldır. Stajyerler bu konuda kanun ile kendine yüklenen sorumluluğa uygun davranırken avukat da bunun tedbirlerini almalıdır. Aynı durum stajyer olmayan diğer avukat çalışanları için de geçerlidir.
İŞ SAHİPLERİYLE İLİŞKİLER
15.    Avukatın iş sahipleriyle ilişkileri nasıl olmalıdır?
Cevap: Avukat, müvekkiline davanın sonucu ile ilgili hukuki görüşünü açıklayabilir. Fakat bu açıklanan görüşün kendi kişisel görüşü olduğunu, görüşünün bir teminat olmadığını özellikle belirtir. Avukatlık adaletin sağlanması için oluşturulmuş bir kamu görevi olup, avukatın asli görevi dava kazanmak değil adaleti inşa etmektir. Avukatın davanın kazanılacağı yönünde vereceği bir teminat avukatı yargılamanın taraflarından biri haline getirecektir. 

Categories:
Similar Videos

0 yorum: