Kişilere Karşı Suçlar



KASTEN ÖLDÜRME SUÇU

1.     Yaşama Hakkı’nın niteliğini açıklayınız?
Cevap: Yaşama hakkı, diğer tüm hakların özünü ve varlık sebebini oluşturur. Bu hak, kişinin kendisine karşı dahi korunan, üzerinde tasarruf edilmesi mümkün olmayan doğal, dokunulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez nitelikte bir hak olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası hukuk metinlerinde garanti altına alınmıştır.
2.     Kasten adam öldürme suçunu nedensellik bağı üzerinden açıklayınız?
Cevap: Kasten öldürme suçunun oluşumu bakımından ölüm neticesi ile failin fiili arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekmektedir. Hareket ile netice arasında tabii bir bağ olan nedensellik bağı bulunmadığı takdirde, sorumluluktan söz edilemez. Ölüm neticesinin tek sebebini failin fiilinin oluşturduğu hâllerde nedensellik bağına ilişkin bir tartışma söz konusu olmaz. Nedensellik bağına ilişkin tartışma, özellikle ölüme neden olan sebeplerin çokluğu hâlinde ortaya çıkmaktadır. Birden çok sebebin bir araya gelerek ölüm neticesini meydana getirmesi hâlinde, hangi fiille ölüm neticesi arasında nedensellik bağının kurulacağı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
3.     Kasten adam öldürme hangi durumda hukuka uygunluk açısından değerlendirilir?
Cevap: Kasten öldürme meşru savunma çerçevesinde hukuka uygun olarak işlenmektedir. Bir kimse gerek kendisinin gerek başkasının hakkına yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile kasten öldürme fiilini işlerse, hukuka uygun hareket ettiği için cezalandırılmayacaktır.
4.     Kasten adam öldürme suçu işleyen bir kişi hangi durumlarda kusurlu olarak değerlendirilir ve bu durum sonucu nasıl etkiler?
Cevap: Kasten öldürme fiilini işleyen kişinin, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmaması hâlinde cezalandırılması mümkün değildir. Bu yetenekler kişinin yaşının küçük olması, akıl hastası olması geçici bir sebeple ortadan kalkabilir ya da önemli derecede azabilir. Kusurluluğu etkileyen bir sebep olarak haksız tahrik hâli   kasten öldürme suçunun işlenmesi bakımından da söz konusu olabilir.
5.     Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu hangi durumlarda söz konusu olur?
Cevap: Şayet fail elverişli hareketlerle kasten öldürme suçunu doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa, bu suça teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Kasten öldürmeye teşebbüs bakımından, genel olarak, suça teşebbüsün bütün koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Özellikle hazırlık hareketlerinin bitip icra hareketlerine başlanılması, suçu işlemeye elverişli hareketlerin bulunması koşulları önem taşır.
6.     Teşebbüs suçu hangi durumda ortadan kalkar?
Cevap: Kasten öldürme suçunun icrasına başlayan fail, icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçer veya icra hareketlerini bitirmesine rağmen mağdurun ölmesini kendi çabalarıyla önlerse, kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılmaz. Bu durumda failin cezası işlemek istediği suça göre değil, gerçekleşen neticeye göre belirlenir.
7.     Kasten adam öldürme suçunda iştirak etme halini açıklayınız?
Cevap: Kasten öldürme suçuna iştirakin her şekliyle katılmak mümkündür. Kasten öldürme fiiline iştirak eden kişiler, suçu birlikte işlemeye karar vermişler ve her birisi de fiil üzerinde fonksiyonel hâkimiyet kurmuş ise müşterek faildirler. Müşterek failliğin bulunduğu hâllerde öldürme neticesini kimin meydana getirdiğinin bir önemi yoktur. Zira fiil üzerinde hâkimiyet kuran ve suçu birlikte işlemeye karar veren faillerin her biri, diğerinin meydana getirdiği neticeyi üstlenmiş olmaktadır.
8.     Suça “şerik” olarak iştirak etmek nedir, açıklayınız?
Cevap: Kasten öldürme suçuna bir başkasını azmettiren veya bu suçun işlenmesine kanunda belirtilen şekillerde maddi ya da manevi yardımda bulunan kişiler ise bu suça şerik olarak iştirak etmiş olurlar. Kasten öldürme suçunun işlenmesi için silah tedarik eden, suçun işleneceği yere faili aracıyla götüren, suçun işlenmesinden sonra cesedi veya silahı yok edeceği vaadinde bulunan, bir kimseyi bu suça teşvik eden kişiler suça maddi ve manevi yardımda bulunmuş olurlar.
9.     Farklı neviden fikri içtima şeklinde işlenen suça bir örnek veriniz?
Cevap: Kasten öldürme suçu başka suçlarla farklı neviden fikri içtima şeklinde birlikte bulunabilir. Örneğin failin vitrin camının arkasında bulunan kişiyi öldürmek amacıyla ateş etmesi hâlinde, camın kırılması suretiyle mala zarar verme (m. 151) ve camın arkasındaki kişinin öldürülmesi (veya teşebbüs edilmesi) nedeniyle kasten öldürme (m. 81, 82) suçları tek bir fiille işlenmiş olur. Bu gibi hâllerde, failin tek fiille işlediği birden çok farklı suçtan yalnızca en ağır cezayı gerektirenden dolayı cezalandırılacaktır (m. 44). Yukarıda verilen ve suçlardan birisinin mutlaka kasten öldürme suçu olması gereken örneklerde, fail yalnızca kasten öldürme suçundan cezalandırılacaktır. Diğer hafif suç, ağırın cezası içinde eriyecektir.
10. Kasten adam öldürme suçunun yaptırımı nedir?
Cevap: Kasten öldürme suçunun temel şeklinin (m. 81) cezası müebbet hapis, nitelikli hâllerinin cezası (m. 82) ise ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Bu cezaların yanı sıra, fail hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (m. 53) ve suçun işlenmesinde kullanılan eşyanın veya bu suçu işlemek için alınan paranın (kiralık katil tutulması hâlinde) müsaderesi (m. 54, 55) gibi güvenlik tedbirleri de uygulanabilecektir.

TAKSİRLE ÖLDÜRME

11. Taksirle      öldürme           suçu     ceza     kanununda      nasıl açıklanmıştır?
Cevap: Taksirle öldürme suçu, TCK’nın 85. maddesinde; (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
12. Kasten adam öldürme ve taksirle adam öldürme suçları arasındaki temel fark nedir?
Cevap: İki suç arasındaki fark, ölüme neden olan fiilin ifade ettiği haksızlık bakımından ortaya çıkmaktadır. Kasten öldürmede fail, mağdurun yaşamını sona erdirmek amacıyla hareket ettiği hâlde; taksirle öldürmede, failin fiilinin yönelik olduğu netice ölüm değildir. Taksirle öldürme, failin başka amaçlarla gerçekleştirdiği davranıştan ölüm neticesinin doğabileceğini dikkatsiz ve özensiz davranması nedeniyle öngörmemesi suretiyle işlenmektedir.
13. Taksirle adam öldürmede, dikkat ve özen yükümlülüğünü açıklayınız?
Cevap: Taksirin temelini oluşturan dikkat ve özen yükümlülüğü, kişinin davranışının meydana getirebileceği neticeyi öngörme ve neticenin vuku bulmasından kaçınma, meydana gelmemesi için önleyici tedbirleri alma yükümlülüğüdür. Bir davranışın özen yükümlülüğüne uygunluğundan söz edildiğinde, neticenin meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin alındığı kabul edilmiş olur.
14. Taksirli suçlarda kusurluluk halini açıklayınız?
Cevap: Taksirli suçlarda, özen yükümlülüğüne aykırı davranan kişi, böyle bir fiili işlemesi nedeniyle hakkında kınama yargısında bulunulması hâlinde cezalandırılacaktır. Kınama yargısında bulunabilmek için öncelikle kişinin kusur yeteneğinin bulunması gerekir. Özen yükümlülüğünün varlığını algılama ve hareketlerini bu doğrultuda yönlendirebilme yeteneğine sahip olan kişi, bu yükümlülüğüne aykırı davranması hâlinde kanunda belirtilen neticenin gerçekleşebileceğini de öngörebilecektir.
15. Taksirli suçlarda, failin kusurlu kabul edilebilmesi için aranan şartlar nelerdir?
Cevap: Taksirli suçlarda failin kusurlu kabul edilebilmesi için, özen yükümlülüğünü yerine getirme imkânının bulunması, bir başka deyişle özen yükümlülüğüne uygun davranışın ondan beklenebilir olması da gerekir. Böyle bir imkânın bulunup bulunmadığı failin şahsi nitelikleri ve olayın meydana gelme koşullarına göre belirlenir. Örneğin araç sürücüsü kendisine uygulanan cebir veya tehdit nedeniyle aracını hızlı sürmek zorunda kalmış ve kazaya neden olmuşsa, kusurunun ortadan kalkması nedeniyle cezalandırılamaz. Keza zorunluluk hâlinde kalan bir kimse de taksirle birsinin ölümüne neden olabilir. Bu durumda da failin kusurunun yokluğu nedeniyle cezalandırılması söz konusu olmaz.
16. Taksirli suçlarda şahsi cezasızlık sebebi hangi durumlarda uygulanır?
Cevap: Bu hükmün uygulanabilmesi için taksirle neden olunan ölüm neticesi, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından mağdur olmasına yol açmış olmalıdır. Şayet netice münhasıran failin değil de fail ile birlikte başkalarının da mağduriyetine neden olmuşsa bu hüküm uygulanmaz. Yine meydana gelen netice failin kişisel ve ailevi durumu bakımından mağdur olmasına yol açmalıdır. Böyle bir mağduriyet durumu ancak failin taksirli fiiliyle çok yakın akrabalarının ölümüne neden olması hâlinde söz konusu olabilir.
17. Taksirle adam öldürme suçunun yaptırımı nedir?
Cevap: Taksirle bir insanın ölümüne neden olmanın cezası iki yıldan altı yıla kadar hapistir. Şayet taksirli davranış sonucunda birden çok kişi ölmüş veya bir veya birden çok kişi ile birlikte bir veya birden çok kişi yaralanmışsa failin cezası iki yıldan onbeş yıla kadar hapistir. Hâkim alt ve üst sınır arasında kalan temel cezayı belirlerken 61. maddenin 1. fıkrasında belirtilen ve olayın niteliğine uygun olan ölçütleri esas alacaktır.

KASTEN YARALAMA

18.               Kasten yaralama suçundan hangi neticeler kapsamında bahsedilebilir?
Cevap: Vücuda acı veren hareket, kişinin vücut tamlığını, dokunulmazlığını ve esenliğini ihlâl eden bir özellik arz etmektedir. Bu nedenle, vücuda acı verme, vücuda fiziki temasla hissettirilen maddi acının yanı sıra, vücut esenliğini ihlal eden manevi etkilenmeleri de kapsamaktadır. Vücuda fiziki temas olmaksızın vücut bütünlüğü üzerinde önemsiz sayılmayacak ölçüde bir etki meydana getiren davranışlar da kasten yaralamayı oluştururlar.
19.               Doğrudan kasıt ve olası kasıt arasındaki farkı açıklayınız?
Cevap: Kasten yaralama suçu, doğrudan kastla işlenebileceği gibi olası kastla da işlenebilir. Failin, fiilinin yönelik olduğu kişiye acı vereceğini, sağlığını bozacağını veya algılama yeteneğini etkileyeceğini bilerek hareket ettiği hâllerde doğrudan kastından söz edilir. Buna karşılık, failin bu neticelerin gerçekleşebileceğini muhtemel görmesine rağmen, bunları kabullenerek hareket ettiği hâllerde, kasten yaralama olası kastla işlenmiştir.
20.               Kasten yaralamada ceza artırımı gerektiren nitelikli halleri özetleyiniz?
Cevap: Kasten yaralamanın üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi 86. maddenin 3. fıkrasının “a” bendiyle cezada artırım yapılması gereken nitelikli bir hâl olarak düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi diğer nitelikli hâli oluşturmaktadır. Kasten yaralamanın, kamu görevlisine karşı yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi diğer bir nitelikli hâli oluşturmaktadır. Kasten yaralamanın kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi diğer nitelikli hâli oluşturmaktadır. Kasten yaralamanın silahla işlenmesi suçu nitelikli hâle getiren diğer durumdur.
21.               Netice sebebiyle cezası ağırlaşan yaralama suçlarının niteliği nasıldır?
Cevap: Netice sebebiyle ağırlaşan suçlar, yapısı itibariyle, kast-taksir kombinasyonunun söz konusu olduğu suçlardır. Daha öncede belirtildiği üzere bu suçların tipikliği; kasten işlenen temel suç ve en azından taksirle sebebiyet verilen ağır neticeden oluşmaktadır. Dolayısıyla, netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar iki kademeli bir yapıya sahiptir. İlk kademede kural olarak kasten işlenen temel suç tipi yer almaktadır. İkinci kademede ise temel suçun işlenmesinin meydana getirdiği ağır netice bulunmaktadır. Ağır netice temel suç tipinin basit hâlinin sonucu olabileceği gibi, nitelikli şeklinin sonucu da olabilir.
22.               Kasten yaralama suçunda hangi durumlarda teşebbüsten bahsedilebilir?
Cevap: Kasten yaralama, vücuda acı verilmesi, sağlığın veya algılama yeteneğinin bozulması neticelerinden birinin gerçekleşmesiyle tamamlanır. Dolayısıyla bu neticelerden birinin gerçekleşmesi safhasına kadar kasten yaralamaya teşebbüs mümkündür. Buna göre, yaralamaya elverişli hareketlerle fiilin icrasına başlandığı ve fakat fiilin icrasının tamamlanamadığı veya fiilin icrasının tamamlanmasına rağmen 86. maddenin 1. fıkrasındaki neticelerin gerçekleşmediği hâllerde kasten yaralamaya teşebbüsten bahsedilir. Örneğin, failin hasmına vurmak için elindeki sopayı sallamasına rağmen mağdurun aniden kenara çekilmesi nedeniyle isabet kaydedememesi hâlinde yaralamanın teşebbüs aşamasında kaldığını kabul etmek gerekir.

CİNSEL SALDIRI SUÇU

23. Cinsel saldırı suçunda korunan hukuki değer nedir?
Cevap: Cinsel saldırı suçuyla korunan hukuki değer, bireyin cinsel özgürlüğüdür. Cinsel özgürlük ise, genel olarak kişilerin cinselliğini yaşama konusunda özgür iradesiyle tercihte bulunabilme hakkını ifade etmektedir. Hukukun, ahlak kurallarının, örf ve âdetin belirlediği sınırlar içerisinde kişilerin cinsellik bakımından kendi vücutları üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilme hakkı, suçla korunan hukuki değeri oluşturmaktadır.
24. Cinsel         saldırı suçunun          fiili      karşılığı           hangi durumlardır?
Cevap: Cinsel saldırının temel şekli, vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel davranışlarla işlenebilir. Buna göre, tipik bir fiilin varlığından bahsedilebilmesi, vücut dokunulmazlığı- nı ihlal eden cinsel bir davranışın gerçekleştirilmesine bağlıdır. Ancak vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması daha az cezayı gerektiren nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir.
25. Cinsel saldırı suçlarındaki kast’ın diğer suçlardan farkı nedir?
Cevap: Somut olayda failinin kastının neye yönelik olduğu           hangi   amaçla            hareket            ettiğine bakılarak belirlenebilir. Somut olayda vücut dokunulmazlığını ihlal eden hareketlerin cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olarak gerçekleştirildiğinin tespit edilebildiği hâllerde, kastın cinsel saldırıya yönelik olduğunun kabul edilmesi gerekir. Esasen, ancak bu sayede vücut dokunulmazlığını ihlal eden hareketin cinsel saldırıyı mı, kasten yaralamayı mı, yoksa hakareti mi oluşturduğu belirlenebilecektir. Dolayısıyla, madde gerekçesinde geçen “cinsel arzuları tatmin   amacına           yönelik            davranışlarla   vücut dokunulmazlığının ihlâl edilmesi gerekir” ifadesinin, somut olayda failin kastının belirlenmesine yönelik bir ölçüt getirdiğini kabul etmek gerekmektedir
26. Cezai indirim gerektiren, suçun sarkıntılık düzeyinde kalması durumunu açıklayınız?
Cevap: Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması daha az cezalandırmayı gerektiren nitelikli hâl olarak düzenlenmiştir.           Sarkıntılık,      sözlükte          cinsel dokunulmazlığa yönelik fillerin bir kısmını ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Sarkıntılık her hâlükârda vücut dokunulmazlığını ihlal eden davranışlar şeklinde tezahür edebilir. Diğer yandan, bir cinsel saldırının, ısrarcı bir hâl almadığı, basit bir düzeyde kaldığı, ani ve kesintili hareketlerle    gerçekleştirildiği        hâllerde           sarkıntılık düzeyinde kaldığı söylenebilir.
27. Cinsel saldırı suçunda başka birinin iştirak etmesi hangi şekillerde olabilir?
Cevap: Müşterek faillik birden fazla kişinin birlikte suç işleme kararına dayalı olarak suçun kanuni tanımındaki fiil üzerinde hâkimiyet kurmuş olmaları hâlinde vardır. Cinsel saldırı suçunda müşterek failliğin kabul edilebilmesi, failin mutlaka cinsel bir hareketi icra etmesine bağlı değildir. Bu nitelikte bir hareket gerçekleştirilmese de suçun icrasına yönelik katkıyla fiil üzerinde fonksiyonel anlamda hâkimiyet kuran kişiler de fail olarak cezalandırılacaktır.
28. Cinsel         saldırı suçunun          yaptırımı         ne şekilde olmaktadır?
Cevap: Cinsel saldırının temel şekli beş yıldan on yıla kadar; daha az cezayı gerektire nitelikli şekli için iki yıldan beş yıla kadar; daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hâli için oniki yıldan az olmamak üzere hapis cezası öngörülmüştür. Maddenin 3. fıkrasında düzenlenen seçimlik nitelikli hâllerden birinin gerçekleşmesi hâlinde 102. maddenin 1. veya 2. fıkrasına göre belirlenen cezalar yarı oranında artırılacaktır. Cinsel saldırı sonucunda mağdur bitkisel hayata girmiş veya ölmüş ise fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecektir.

HIRSIZLIK SUÇU

29. Hırsızlık suçu kanunda nasıl tanımlanmaktadır?
Cevap: Hırsızlık suçunu, Kanunun 141. maddesini esas alarak şu şekilde tanımlamak mümkündür. Hırsızlık, “zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almaktır”.
30. Hırsızlık suçu hangi tip mallara karşı işlenebilir, hangilerine karşı işlenemez?
Cevap: Taşınır olma ve başkasına ait olma, suçun konusunu oluşturan malın vasıflarını oluşturmaktadır. Bu niteliklere sahip olmayan bir eşyaya karşı hırsızlık suçu işlenemez.                Hırsızlık suçunda alınan malın başkasına ait olması gerektiğine göre, herhangi bir kimseye ait olmayan, sahipsiz mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmazlar. Sahibi tarafından kesin ve mülkiyetten feragat anlamına gelebilecek şekilde terkedilmiş mallar da olabilir. Bu mallar “başkasına ait” olmadığı için hırsızlık suçunun konusunu oluşturmazlar. Yine yakalanan ve üzerinde mülkiyet tesis edilmiş olan balıklar ve vahşi hayvanlar ile unutulmuş mallara karşı da hırsızlık suçu işlenebilir. Çünkü bu hâllerde malın sahipsiz olduğunu söylemek mümkün değildir.
31. Hırsızlık suçu hangi durumda teşebbüs aşamasında kalır?
Cevap: Çalmak istediği taşınır malı bulunduğu yerden aldığı ve fakat kesintisiz takip gibi herhangi bir nedenle üzerinde hakimiyet kuramadığı hâllerde, hırsızlık teşebbüs aşamasında kalmıştır.
32. Hırsızlık suçunun kasten veya taksirle işlenmesi durumlarını açıklayınız?
Cevap: Hırsızlık suçu, ancak kasten işlenebilir, taksirle işlenemez. Failin kasten hareket ettiğini söyleyebilmemiz için, suçun kanuni tanımındaki haksızlık unsurlarının hepsinin bilinmesi gerekir. Fail, öncelikle, suçun konusunu oluşturan malın bir başkasına ait olduğunu bilmelidir. Failin kastı bakımından malın başkasına ait olduğunun bilinmesi yeterli olup, bu malın şahıs olarak kime ait olduğunun bilinmesi önemli değildir. Fail A’ya ait olduğunu zannederek B’ye ait bir malı çalsa da hırsızlık suçu oluşur. Failin suçun konusunun başkasına ait olması konusundaki yanılgısı kastını ortadan kaldıracağından hırsızlık suçu oluşmaz. Bu nedenle kendisinin sanarak başkasının malını alan kişinin suçun konusuna ilişkin bu bilgisizliği kastını ortadan kaldırır. Yine kişinin başkasının sanarak kendi malını alması hâlinde de suç meydana gelmeyecektir (işlenemez suç). Kendisinin sanarak başkasının malını alan fail hatasının farkına varmasına rağmen aldığı malı iade etmeksizin veya yetkili mercilere haber vermeksizin o malı malikiymiş gibi kullanmaya başlarsa, TCK’nın 160. maddesindeki suçun oluşup oluşmayacağı düşünülmelidir.
33. Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış hırsızlık suçu ceza kanununda nasıl yer alır?
Cevap: TCK’nın 142. maddesinin 5. fıkrasına göre, “Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.”
34. Hırsızlık suçunun zorunluluk halinde işlenmesini açıklayınız?
Cevap: Hırsızlık suçu zorunluluk hâlinde kalınarak da işlenebilir. Ancak hırsızlık suçunda, zorunluluk hâline ilişkin TCK’nın 147. maddesinde özel bir hükme yer verilmiştir. Bu durumda hırsızlık suçunun zorunluluk hâlinde kalınarak işlenmesi hâlinde, bu hâlin olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleştiği takdirde buna bağlanan sonuçlar bakımından yalnızca özel hüküm olan 147. madde göz önünde bulundurulacaktır. Bu hükme göre “Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi hâlinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir”.
35. Hırsızlık suçunun içtimai hallerini açıklayınız?
Cevap: Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konuta girilmesi veya bir eşyaya zarar verilmesi hâlinde, her bir suçtan (hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme) dolayı fail ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Bu suçun birden çok kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi hâlinde aynı neviden fikri içtima söz konusu olur (m. 43/2). Bu durumda da fail hakkında tek ceza verilerek zincirleme suça ilişkin ceza artırımı uygulanır.
36. Etkin Pişmanlık nedir, açıklayınız?
Cevap: Cezada indirim yapılmasını gerektiren diğer bir şahsi sebep de etkin pişmanlık hâlidir. Mal varlığına karşı işlenen ve içinde hırsızlık suçunun da bulunduğu belli suçlarla ilgili olarak etkin pişmanlık hâline 168. maddede yer verilmiştir. Buna göre, hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir. Kısmen geri verme veya tazmin hâlinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

Categories:
Similar Videos

0 yorum: