Ceza Hukukuna Giriş


GİRİŞ
1.     Ceza hukukunun tanımı nasıldır?
Cevap: Suç teşkil eden fiilleri ve bunlara uygulanacak yaptırımların neler olduğunu gösteren hukuk disiplinidir..
2.     Suç ve haksızlık nasıl tanımlanır?
Cevap: Bir hukuk toplumunda, belli hukuki değerleri korumak amacıyla konulan ve insana hitap eden davranış normlarının ihlali bir haksızlığa vücut verir. Bu haksızlıklardan bir kısmı suç olarak nitelendirilirken, diğer bir kısmı ise niteliği farklı olan başkaca haksızlıkları oluşturur 

CEZA HUKUKU VE FONKSİYONU

3.     Devletin başlıca görevi nedir ve bunu nasıl yerine getirir?
Cevap: Devletin başlıca görevi hukuka dayalı bir düzen kurmak ve bunu devam ettirmektir. Devlet bu görevini koyduğu hukuk kuralları vasıtasıyla yerine getirir.
4.     Hukuk kurallarının amacı nedir?
Cevap: Bütün hukuk kurallarının amacı, insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek ve böylece toplumun barış ve düzen içinde yasamasını sağlamaktır. Ceza hukuku da diğer hukuk disiplinleri gibi, kendi araçlarıyla bu genel amaca katkıda bulunmaktadır.
5.     Ceza hukukunun önemini açıklayınız. Cevap: Devlet toplumsal yasamı barış içinde devam ettirme görevini ceza hukuku kuralları olmaksızın etkin bir şekilde yerine getiremez. Ancak devlet ceza hukukunu toplum düzeninin sağlanmasında son çare olarak ve hukuk devletinin esasları çerçevesinde kullan-malıdır. Ceza hukuku, sahip olduğu yaptırımların önleyici etkisiyle, hukuki değerlerin korunması fonksiyonu görmektedir. Hukuki değerler, toplumsal düzenin devamı için bir hukuk toplumunda korunması gereken, soyut, manevi değerlerdir. Ceza hukuku görevini, söz konusu hukuki değerleri ihlal eden saldırıları suç olarak tanımlamak suretiyle yerine getirmektedir.
6.     Suç işleyen kişi neden cezalandırılır? Cevap: Suç isleyen kişinin cezalandırılmasının nedeni de suç islemek suretiyle ihlal ettiği bu hukuki değerlerin, toplumun barış içinde birlikte yasaması için korunması gereken değerler olduğunun farkına varmasını sağlamaktır.
7.     Suç nedir?
Cevap: İnsanların toplum içinde birlikte yasamalarının temini, toplumsal düzenin devamı için korunması gereken hukuki değerleri ihlal eden belli insan davranışları (tipik haksızlıklar) olarak tanımlamak mümkündür
8.     Suç ve haksızlık arasındaki fark nedir? Cevap: Bir hukuk toplumunda her haksızlık suç olarak tanımlanamaz. Diğer hukuk dallarının yaptırımıyla hukuki korumanın yetersiz kaldığı ve ceza hukuku yoluyla korumanın zorunlu görüldüğü hâllerde (son çare olarak) ceza hukuku devreye girer. Dolayısıyla hukuk düzeni bazı haksızlıklara ya diğer hukuk dallarının yaptırımlarıyla reaksiyon gösterir ya da herhangi bir reaksiyondan tamamen vazgeçebilir. Bu itibarla her suç bir haksızlık teşkil etmekle birlikte, her haksızlık suç değildir. Suç olarak tanımlanan haksızlıkların diğer haksızlıklardan nitelik           itibariyle         bir        farkı    yoktur.            Suç,     diğer haksızlıklardan yalnızca nicelik itibariyle farklıdır. Suçlar cezalandırmaya layık haksızlıklardır
9.     Suç işleyerek haksızlığı gerçekleştiren kişilere ne gibi tedbirler uygulanır?
Cevap: Suç teşkil eden haksızlığı gerçekleştiren kişilere ceza ve güvenlik tedbiri olmak üzere iki tür yaptırım uygulanmaktadır. Bunlardan ceza yaptırımı ancak işlediği haksızlıktan dolayı kusurlu bulunan kişiye uygulanabilir.
10. Cezanın amacı nedir?
Cevap: Cezanın amacı da, suç teşkil eden haksızlığı tercih etmesinden dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlamaktır. Kişi mahkûm olduğu cezanın infazıyla, işlediği suç nedeniyle ihlal ettiği hukuki değerlerin şuuruna varmalı, toplumun değerleriyle barışık hâle gelmeli, yani yeniden topluma kazandırılmalıdır
11. Ceza ve güvenlik tedbiri arasındaki fark nedir?
Cevap: Bazı   hâllerde           suç       teşkil   eden    haksızlığı gerçekleştiren kişiye, gerek kendisini gerek toplumu belli tehlikelerden korumak amacına yönelik olarak, güvenlik tedbiri yaptırımı uygulana-bilmektedir. Ceza yaptırımının aksine,      güvenlik          tedbirine          hükmedilebilmesi       için gerçekleştirdiği haksızlık dolayısıyla kişinin kusurlu sayılması zorunlu değildir. Bu yaptırımlar suç isleyen kişi hakkında birlikte uygulanabileceği        gibi,     birbirinden bağımsız olarak da uygulanabilirler.

CEZA HUKUKUNUN HUKUK DİSİPLİNLERİ ARASINDAKİ YERİ

12. Kamu hukuku ve özel hukuk arasındaki fark nedir? Cevap: Devlet ile vatandaş arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen hukuk bilimi disiplinleri kamu hukuku; eşit iki taraf arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen bilim disiplinleri ise özel hukuk içerisinde mütalaa edilmektedir.
13. Ceza hukuku hangi hukuk içerisinde yer almaktadır? Cevap: Ceza hukuku, kamu hukuku içerisinde yer alan bir bilim dalıdır. Zira bir suçun islenmesiyle, devletle bu suçu isleyen kişi arasında bir cezalandırma ilişkisi kurulmaktadır. Suç isleyen kişiyi cezalandırma gücü devletin tekelinde bulunmaktadır.
14. Maddi ceza hukukunun inceleme alanı/konusu nedir? Cevap: Maddi ceza hukuku, bir fiilin suç teşkil edebilmesi için      bulunması       gereken           unsurları,         suç dolayısıyla sorumluluk için aranan şartları ve suçun islenmesi hâlinde uygulanabilecek yaptırımları ve suçun islenmesine bağlanan diğer hukuki sonuçları inceler
15. Maddi ceza hukuku kendi içerisinde kaça ayrılır?
Cevap: Maddi ceza hukuku da kendi içinde ceza hukuku genel hükümler ve ceza hukuku özel hükümler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
16. Ceza           hukukunun      genel   hükümleri       neleri kapsamaktadır?
Cevap: Ceza hukukunun genel hükümleri bütün suçlar için geçerli ortak prensipleri ihtiva etmektedir. Burada esas itibariyle bir fiilin cezalandırılabilirliği için bulunması gereken koşullar ve böyle bir fiilin islenmesine bağlanan hukuki sonuçlar gösterilmektedir.
17. Ceza hukukunun özel hükümleri neleri kapsamaktadır? Cevap: Özel hükümlerde ise kasten öldürme, işkence, cinsel saldırı, hakaret, hırsızlık, zimmet, rüşvet gibi tek tek suç tanımları yer almaktadır.
18. Ceza muhakemesi hukuku neleri kapsamaktadır? Cevap: Ceza muhakemesi hukuku ise, suç teşkil eden bir fiilin işlendiği şüphesiyle başlayıp bu şüphenin failin lehine veya aleyhine yenilenmesine kadar devam eden süreci ifade etmektedir. Ceza muhakemesi hukuku, bu sürece katılan kişilerin hak, görev ve yetkileri ile işlendiği iddia edilen suçun gerçekte islenip işlenmediğini, islendi ise kim tarafından işlendiğini ve yaptırımının ne olacağını belirlemek amacıyla yapılan ve iddia, savunma ve yargılama niteliğindeki bir dizi faaliyetten oluşan bir hukuk dalıdır
19. Ceza hukukunun ilgili olduğu hukuk dalları nelerdir? Cevap: Ceza hukukunun ilgili olduğu hukuk dallarının başında Anayasa hukuku gelmektedir. Bunun dışında idare hukuku, devletler hukuku ve medeni hukuk, kriminoloji, suçluların iadesi ve adli yardımlaşma ve adli tıpta diğer ilgili olduğu alanlar arasında yer almaktadır.
20. Anayasada ne gibi düzenlemeler yer almaktadır? Cevap: Anayasa’da esas itibariyle devletin sekline, yapısına, organlarının görevlerine ve kişiler in temel hak ve özgürlüklerine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
21. Ceza hukuku ve anayasa arasında ne gibi bir ilişki bulunmaktadır?
Cevap: Anayasa ile bir düzen kurmak ve bireylere bazı hak ve özgürlükler tanımak önemli olmakla birlikte, tek basına yeterli değildir. Bu düzenin ve özgürlüklerin etkin şekilde korunması da gerekir. İşte ceza hukuku, Anayasa ile oluşturulan düzenin ve kişilere tanınan hak ve özgürlüklerin bekçiliğini de yapmaktadır
22. Ceza hukuku Anayasadaki bu düzen ve kişilere tanınan hak ve özgürlükleri nasıl yerine getirir?
Cevap: Ceza hukuku bu korumayı, anayasa ile kişilere tanınan temel hak ve özgürlükleri ihlal eden davranışları ve Anayasa ile oluşturulan düzeni değiştirmeye veya işleyişini bozmaya yönelik cebir veya tehdit içeren fiilleri suç olarak tanımlamak suretiyle yerine getirmektedir.
23. Ceza hukuku ile idare hukuku arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
Cevap: Ceza hukuku, devletin yürütme organı içerisinde yer alan idarenin faaliyetlerinin hukuka uygun ve etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede kamu görevlileri veya kamu kurum ve kuruluşları eliyle görülen faaliyetlerin yapılmasını engellemeye yönelik fiiller suç hâline getirilmektedir. Ayrıca ceza hukukunda bir kamusal faaliyetin yürütülmesine katılan kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmasını önlemeye yönelik suç tanımlarına da yer verilmektedir. Böylece hem vatandasın hakları hem de kamu idaresine olan güven korunmak istenmektedir.
24. Kabahat nedir?
Cevap: Esasen haksızlık teşkil eden ve fakat ifade ettiği haksızlık içeriği suçlara göre daha az olduğu için idari yaptırımı gerektiren fiiller olarak tanımlanır.
25. Kabahatler kanununun önemli özelliği nedir? Cevap: Kabahatler Kanununun önemli bir özelliği, hangi kanunda düzenlenirse düzenlensin, karşılığında idari yaptırımın uygulanmasının öngörüldüğü bütün
haksızlıklar bakımından genel kanun niteliğinde olmasıdır
26. Kabahatler kanununun ceza hukuku ile arasındaki ilişki nasıldır?
Cevap: Bu kanun, ceza hukuku ile idare hukuku arasında ortak bir alan oluşturmaktadır. Zira kabahat teşkil eden bir fiilin islenmesi hâlinde, karşılığını oluşturan idari yaptırımlara idari merciiler karar vermektedir. Ancak idari merciler idari yaptırım kararı verirken TCK’nın genel hükümler kısmında düzenlenen esaslara uygun hareket edeceklerdir. 
27. Ceza hukukunun devletler kanunu ile arasında nasıl bir ilişki vardır, hangi konularda birbirleri ile kesişirler? Cevap: Ceza hukuku ile yakın ilişki hâlinde olan bir diğer hukuk dalı da devletler hukukudur. Günümüzde özellikle terör eylemleri, bilişim sistemlerine karsı veya bu sistemler aracılığıyla islenen fiiller, uyuşturucu madde ticareti, fuhuş veya organların alınması maksadıyla insan ticareti, göçmen kaçakçılığı gibi suçlar çoğu zaman suç örgütleri tarafından birçok devleti ilgilendirecek şekilde islenmektedir. Basta Avrupa Konseyi ve Birleşmiş
Milletler olmak üzere uluslararası toplum, bu tür sınır asan örgütlü suçlara karsı devletlerin ortak mücadele verilebilmesini sağlamaya yönelik çaba göstermektedirler. Bu çabaların somut ifadesi olarak ilgili konularda çok sayıda milletlerarası sözleşmeler imzalanmaktadır. Bu sözleşmelerin birçoğunda taraf devletlerin kendi iç hukuklarında suç olarak tanımlanması gereken fiillere ve bu suçların faillerinin bulunması ve cezalandırılması bakımından taraf devletler arasında yapılacak işbirliğine ilişkin hükümlere yer verilmektedir. Böylece hem hangi fiillerin suç teşkil edeceği, hem de faillerin ortaya çıkartılması ve iadesi bakımından nasıl hareket edileceği konusunda taraf devletlerin mevzuatları uyumlaştırmaya çalışılmaktadır. Sözleşmeye taraf olmanın gereği olarak taraf devletler basta ceza kanunları olmak üzere ilgili mevzuatlarında değişiklik yapmak suretiyle, uluslararası sözleşme hükümlerini mevzuatlarına taşımaktadırlar. 
28. Devletler hukuku ile ceza hukukunun kesiştiği diğer noktalar nelerdir?
Cevap: Devletler hukuku ile ceza hukukunun kesiştiği bir diğer alan da suçluların iadesi ve adli yardımlaşma konularında ortaya çıkmaktadır. Bir ülkede suç isledikten sonra bir başka ülkeye gitmiş olan kişinin, suçun işlendiği ülke tarafından yargılanabilmesi veya hakkında verilen cezanın infaz edilebilmesi amacıyla, bulunduğu devletten geri verilmesi istenebilecektir. Keza bir suç nedeniyle başlatılan ceza muhakemesi sürecinde, bir başka ülkede bulunan sanık veya tanığın dinlenmesi ve başka delillerin tespit edilerek gönderilmesi ihtiyacı ortaya çıkabilir. İşte bütün bu hâllerde yapılacak işbirliğinin esas ve yöntemleri, devletlerarasında imzalanan sözleşmelerle belirlenmektedir.
29. Ceza hukuku ile medeni hukuk arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
Cevap: Ceza hukuku ile medeni hukuk arasında da birçok konuda ilişki ortaya çıkmaktadır. Her şeyden önce suç teşkil eden fiiller aynı zamanda haksız fiil niteliği taşıdığı için, medeni hukukun bir alt disiplini olan borçlar hukuku bakımından tazminat sorumluluğunu gerektirmektedir. Örneğin bir kimsenin eşyasını çalmak ceza hukuku bakımından hırsızlık suçunu oluşturmaktadır. Aynı fiil borçlar hukuku bakımından da haksız fiil sayılmakta ve çalınan eşyanın tazmin edilmesi gerekmektedir.
30. Hukuk düzeninin tekliği ilkesi nedir? Hukuk dalları arasındaki etkisi nasıldır? Kısaca açıklayınız.
Cevap: Hukuk düzeninin tekliği ilkesi gereğince, hukuka aykırılık kavramının anlamı ve kapsamı bakımından ceza hukuku ile medeni hukuk ve diğer hukuk disiplinleri arasında bir farklılığın olmadığını belirtmek gerekir. Bu itibarla medeni hukuk bakımından kabul edilen bir hukuka uygunluk sebebi (zilyetliğin korunması) fiilin suç sayılmasına engel olacağı gibi, ceza hukukunda kabul edilen bir hukuka uygunluk sebebi de (meşru savunma) medeni hukuk bakımından aynı etkiyi doğurur.
31. Kriminoloji nedir?
Cevap: Kriminoloji deney ve gözlem metodundan yararlanarak suçun islenme nedenlerini, faili suç islemeye iten sebepleri inceleyen bir bilim dalıdır.
32. Ceza hukuku ve kriminoloji arasında nasıl bir ilişki vardır?
Cevap: Kriminoloji suçlunun kişiliğini, fiziki ve psikolojik özelliklerini, kişinin içinde yaşadığı sosyal çevrenin, aile ilişkilerinin, ekonomik durumun, eğitim durumunun, cinsiyetin, yasın, dini inançların, iklim ve mevsim gibi çevre koşullarının suç isleme olgusu üzerindeki etkilerini araştırır. Kriminoloji bütün bu verileri ortaya koymak suretiyle iyi bir suç ve ceza siyasetinin izlenmesi olanağını sağlar. Bu verilerden yararlanmadan hazırlanan ceza hukukuna ilişkin düzenlemelerin suçu önleme ve toplum düzenini sağlama gibi amaçlara ulaşması güçtür
33. Ceza hukukunda adli tıptan ne şekilde yararlanılır? Cevap: Ceza hukuku adli olayların aydınlatılmasında tıp biliminin bir alt disiplini olan adli tıptan yararlanmaktadır. Adli tıp özellikle ceza muhakemesi sürecinde suçun aydınlatılmasında (örneğin ateşli silahla meydana gelen ölüm vakasında olayın intihar mı yoksa adam öldürme mi olduğunun belirlenmesinde), suçluların tespitinde (örneğin olay yerin-de veya mağdur üzerinde bulunan delillerin araştırılması sonucu failin belirlenmesi) ve sorumluluğun saptanmasında (örneğin suçu işlediği sırada kişinin akıl hastası olup olmadığının belirlenmesi) önemli rol oynar.

CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI

34. Ceza hukukunun kaynakları kaça ayrılır ve bunlar nelerdir?
Cevap: Ceza hukukunun kaynakları doğrudan ve dolayısıyla kaynaklar seklinde ikiye ayrılır. Anayasa, kanun ve uluslararası sözleşmeler dogrudan kaynakları; doktrin ve yüksek mahkeme içtihatları ise dolayısıyla kaynakları oluştururlar
35. Doğrudan kaynakların özellikleri nelerdir?
Cevap: Dogrudan kaynaklar somut olaya dogrudan uygulanabilen ve uygulayıcı bakımından bağlayıcı nitelik taşıyan kaynaklardır
36. Dolayısıyla kaynakların özellikleri nelerdir?
Cevap: Dolayısıyla kaynaklar bağlayıcı olmayıp, dogrudan uygulanan bir kaynağın anlaşılması ve yorumlanmasında göz önünde bulundurulur.
37. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda ceza hukukuna ilişkin yer alan önemli ilkeler nelerdir?
Cevap: Bunlardan; suçta ve cezada kanunilik ilkesi, geçmişe yürüme yasağı, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi, masumluk karinesi, ölüm cezası ve genel müsadere yasağı, kimsenin kendisini veya yakınlarını suçlayıcı bir beyanda bulunmaya veya delil göstermeye zorlanamayacağı ilkesi, hukuka aykırı olarak elde edilen delillere dayanma yasağı, sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle özgürlüğün kısıtlanması yasağı, idarenin kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı yaptırım uygulama yasağı, vatandasın suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemeyeceğine ilişkin prensipler, Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde yer almaktadır. Yine Anayasa’da, bunların dışında, tabii hâkim ilkesi (m. 37), iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı (m. 36), hâkim ve mahkemelerin bağımsızlığı (m. 138) ve duruşmaların açıklığı (m. 141) gibi ceza hukukuna ilişkin birçok prensibe de yer verilmiştir.
38. Hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin ve bunlara uygulanacak yaptırım ne ile belirlenir?
Cevap: “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi” gereğince, hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin ve bunlara uygulanacak yaptırımın ancak kanunla belirlenecek olması karsısında, ceza hukukunun en önemli kaynağını kanun oluşturmaktadır. Kuskusuz hangi fiillerin suç teşkil ettiğini belirleyen tek kanun TCK değildir. TCK dışında, suç ve ceza hükmü içeren veya ceza hukukuna ilişkin hükümler taşıyan birçok özel kanun da bulunmaktadır. Bu kanunlara 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Sekli Hakkında Kanun, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5187 sayılı Basın Kanunu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu örnek olarak gösterilebilir.
39. Milletlerarası sözleşmeler ceza hukukunun hangi kaynakları arasında yer almaktadır. Bu sözleşmelere örnek veriniz?
Cevap: Türk ceza hukukunun dogrudan kaynaklarından bir diğerini de milletlerarası sözleşmeler oluşturmaktadır. Türkiye’nin usulüne uygun olarak yürürlüğe koyduğu bu sözleşmelere örnek olarak “İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme”
(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi), “Suçluların İadesine
Dair Avrupa Sözleşmesi”, “Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi”, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme”, “Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi” ve “Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi” gösterilebilir.
40. Mahkeme kararlarının ne gibi bir özelliği vardır, doktrin nedir?
Cevap: Bir kanun hükmünün ne şekilde anlaşılması ve yorumlanması gerektiği hususunda mahkeme kararları yol gösterici özellik taşırlar. Bu nedenle bir olayla ilgili olarak karar veren mahkeme, Yargıtay’ın benzer olaylara ilişkin daha önce verdiği kararları (içtihatları) göz önünde bulundurabilir. Suç teşkil eden bir olayla ilgili olarak karar veren mahkemeler tarafından göz önünde bulundurulabilecek diğer bir kaynağı da, doktrinde yapılan çalışmalar oluşturmaktadır. Mahkemeler karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak ceza doktrinde yapılan bilimsel çalışmalarda ortaya konulan tespit ve değerlendirmelerden yararlanabilirler.

CEZA             HUKUKUNUN        GÜVENCE FONKSİYONU

41. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi nedir? Cevap: Bu ilke gereğince devlet, hangi fiillerin suç teşkil ettiğini ve bu fiillerin islenmesi hâlinde ne tür yaptırımların uygulanacağını önceden belirlemelidir. Bu yapıldığında bir taraftan devletin sınırları belirlenmek suretiyle ceza hukuku uygulamasında bireye karsı keyfi muamelede bulunması önlenmiş olacak, diğer taraftan kişilerin hangi fiillerin suç sayılarak yasaklandığını öngörerek hareket etmeleri sağlanmış olacaktır. Böylece bireyler, suç teşkil etmeyen bir fiili islemedikleri sürece bir ceza tehdidiyle karşılaşmama güvencesine kavuşacaklardır. Bu nedenle kanunilik ilkesi, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktadır.
42. Kanunilik ilkesinin ne gibi sonuçları vardır?
Cevap: Kanunilik ilkesinin, idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaması, suç tanımlarının açık seçik olması (belirlilik ilkesi), örf ve adetle suç ve ceza konulamaması, kıyas yasağı ve ceza kanunlarının geçmişe yürütülmesi yasağı olmak üzere çeşitli sonuçları vardır.
43. Belirlilik ilkesi nedir?
Cevap: Kanunda yer alan suç tanımları, açık ve seçik olmalı, herkesin anlayabileceği şekilde yapılmalıdır
44. Örf ve âdetin ceza hukukunda kaynak değeri var mıdır?
Cevap: Hayır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, örf ve âdetin ceza hukukunda kaynak değeri bulunmamaktadır. Bu itibarla örf ve âdetin bir fiili suç hâline getirme, suç olan bir fiili suç olmaktan çıkartma veya suç teşkil eden bir fiilin cezasını ağırlaştırma gücü bulunma-maktadır. Ceza hukukunda örf ve âdete ancak bir suçun unsurlarının yorumlanmasında başvurulabilir.
45. Kıyas yasağı ilkesinin özellikleri nelerdir?
Cevap: Suçta ve cezada kanunilik ilkesinin bir diğer sonucu da kıyas yasağıdır. Bu ilke gereğince suç teşkil eden fiillerin kanunda açık, seçik ve herkesin anlayabileceği şekilde tanımlanması gerekliliği, ceza hukukunda kıyasa başvurulamayacağını ortaya koymaktadır. Kıyas yasağı gereğince, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmayan bir fiil, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiile bazı yönlerden benzerlik gösterdiğinden bahisle o fiile ilişkin suç tanımı kapsamında cezalandırılamaz. Bir fiil toplum düzeni bakımından ne kadar rahatsız edici ve katlanılmaz olursa olsun, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmadıkça bu fiili isleyen kişiye ceza verilemez. Bir başka deyişle ceza hukukunda hâkimin kıyas yoluyla kanundaki boşlukları doldurma ve suç ihdas etme yetkisi bulunmamaktadır
46. Geçmişe yürüme yasağı nedir, özellikleri nelerdir? Cevap: Ceza hukukunun kişi hak ve özgürlükleri açısından güvence oluşturması amacıyla kabul edilen diğer bir kuralı da geçmişe yürüme yasağıdır. Kanunilik ilkesinin sonucu olan bu kurala göre her fiil, işlendiği zamanın kanununa tabiidir. Bir fiil işlendiği zaman yürürlük-te olan kanunlara göre suç teşkil ediyorsa cezalandırılabilecektir. İşlendiği zaman yürür-lükte bulunan kanuna göre suç teşkil etmeyen bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendiği zamanın kanuna göre suç sayılmayan bir fiili isleyen kişiye, daha sonra yürürlüğe giren ve o fiili suç hâline getiren bir kanun geriye yürütülerek ceza verilemez. Yine islendiği zamanın kanununa göre suç sayılan bir fiil için daha sonra yürürlüğe giren bir kanunla suçun unsurlarında, cezalandırılabilme şartlarında, suç için öngörülen yaptırımlarda ve suçtan dolayı mahkûmiyetin kanuni neticelerinde failin aleyhine olacak şekilde değişiklikler yapılması hâlinde, bu kanun, yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş olan fiiller bakımından uygulanamayacaktır.
Kısaca yeni bir suç tanımı getiren veya failin durumunu ağırlaştıran kanunlar, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonra islenen fiiller bakımından uygulanabilirler.
47. Ceza kanunlarının geriye yürümesini yasaklayan kuralların bir istisnası var mıdır?
Cevap: Ceza kanunlarının geriye yürümesini yasaklayan bu kuralın bir istisnası vardır. Buna göre failin lehine olan kanun geriye yürür. İşlendiği zamanın kanuna göre suç sayılan bir fiilin, islendikten sonra yürürlüğe giren kanunla suç olmaktan çıkartılması hâlinde, fiili suç olmaktan çıkartan sonraki kanun lehe olduğu için yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş olan fiillere, geçmişe yönelik olarak olaya uygulanacak ve faile herhangi bir ceza hukuku yaptırımı uygulanmayacaktır. Yine daha sonra yürürlüğe giren bir kanun, işlendiği zamanın kanununa göre suç teşkil eden bir fiili suç olmaktan çıkartmayıp, bu suçun unsurlarında, diğer cezalandırılabilme şartlarında, yaptırımlarında ve mahkûmiyetin kanuni neticelerinde failin lehine olacak şekilde değişiklikler yapabilir. Bu durumda da lehe olan kanun, yürürlüğe girdiği tarihten önce islenen fiillere uygulanacak, yani geriye yürüyecektir. N
48. Ceza muhakemesi hukukuna ilişkin kuralların uygulanma zamanı nasıl gerçekleşir?
Cevap: Ceza muhakemesi hukukuna ilişkin kuralların zaman bakımından uygulanması konusunda da derhal uygulama kuralı geçerlidir. Ceza muhakemesine ilişkin kurallarda bir değişiklik yapıldığında, bu değişiklik lehe ve aleyhe olduğuna bakılmaksızın ilgili olduğu işlemlere der-hal uygulanır. Örneğin mevcut Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada şüpheli veya sanığın talebi aranmaksızın müdafi görevlendirilmesi zorunluluğu vardır (CMK m. 150, f. 3). Bu kuralda daha sonra bir değişiklik yapılır ve alt sınır yedi yıla çıkarılırsa, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçtan sanık olanlar kendilerine eski hükmün uygulanmasını ve atanan müdafin görevine devam etmesi gerektiğini ileri süremezler
49. Geçici ve süreli kanunların uygulanma zamanı ile ilgili özellikler nelerdir?
Cevap: Geçici ve süreli kanunların zaman bakımından uygulanması konusunda maddi ceza hukuku bakımından kabul edilen kurallara istisna getirilmiştir. Bu hükme göre “Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.” Bu hükümle geçici ve süreli kanunların yürürlükte bulundukları süre içinde islenen suçlara, yürürlükten kalktıktan sonra da uygulanmaya devam edileceği kabul edilmiştir. Böylece geçici ve süreli kanunların ileriye yürümesinin yolu açılmıştır.

Categories:
Similar Videos

1 yorum: